Kayıtlar

Mart, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gar Bina Eskiz

Güneşli bir Ekim sabahında nihayet sıra ona gelmiş ve sabahın ilk ışıklarında ilyas kendisini yüksek tavanlı gar binasının önünde bulmuştu. Etrafta havlayan bir kaç köpek, ve hemen yanı başındaki ağaçta didişen kuşlardan başka ortada hiç hareket yoktu. önce ne yapacağını bilmez bir halde sağı solu inceledikten sonra binaya yaklaşarak pencereden içeri baktı içerde kimse yoktu, açık kapıdan sessizce içeri girdi ve duvara paralel yerleştirilen banklardan bir sıranın tam ortasına oturdu. Ceketinin cebinden muhtarın kendis için hazırlayıp mühürlediği belgelerini çıkardı, hepsinin tam ve eksiksiz olduğunu görünce yeniden ceketinin cebine koydu.  Bina o kadar sessizdiyki tam karşısında bulunan koridorun sonunda hünküren bir adamın çıkardığı gürültü yanındaymış gibi geliyordu, akan suyun sesini bile gayet net duyabiliyordu, belli ki yeni uyanmış biri diye geçirdi içinden, ardından suyun sesi kesildi, bir kapı gıcırtısının arkasından ayak seslerini duydu, ayağını sürüte sürüte yürüyen her k...

insan, uzay, zaman

Her cisim kütlesi kadar uzay-zamanı büker demiş Einstein… insan da biraz böyle galiba, hoş insan ağırlığı ile uzay-zamanı bükemese bile düşünceleri ile çok daha fazlasını yapabilecek yeteneğe sahip.  İnsan beyni işte özgür kaldığı müddetçe sonsuza akan güçlü bir ırmak gibidir. İ.K

SES

Ahengi bozan her ses bir sorunun habercisiydi onun için. Trenin rayda çıkaracağı ses birbirini takip eden  ritim de olmalıydı ve bu ritim her vagonda kusursuz bir şekilde tekrar etmeliydi… Ses zaten böyle birşey galiba diye geçirdi aklından, kaynağı hakkında bilgi veren bundan daha güzel haberci olabilir miydi… Oğlum İlyas dedi sonra kendi kendine hata yapmamak için iyi bir dinleyici olmak lazım belki bu hayatta… İnsan da böyle degilmiydi zaten, bir ismin telaffuzu bile kimi zaman kaynağının ruh halini hatta sana olan sevgisini bile anlamamıza yetecek ipuçları ile dolu olmaz mıydı. Alt tarafı bir isim deyip geçmemek lazım belki, iyi bir dinleyici bir ismin onlarca değişik söyleniş tarzını bile birbirinden ayırabilmeliydi…Yoksa sevgiyle söylenmiş bir isim, korku, nefret ve hırsla söylenmiş haliyle aynı etkiyi bırakır mıydı insanda… Duyabilseydik mesela kalbimizin sesini onun da kendine göre geliştirdiği bir lisanı olduğunu görecek, sen konuşmasan bile onun ritm sesiyle ne hissettiği...