Gar Bina Eskiz
Güneşli bir Ekim sabahında nihayet sıra ona gelmiş ve sabahın ilk ışıklarında ilyas kendisini yüksek tavanlı gar binasının önünde bulmuştu. Etrafta havlayan bir kaç köpek, ve hemen yanı başındaki ağaçta didişen kuşlardan başka ortada hiç hareket yoktu. önce ne yapacağını bilmez bir halde sağı solu inceledikten sonra binaya yaklaşarak pencereden içeri baktı içerde kimse yoktu, açık kapıdan sessizce içeri girdi ve duvara paralel yerleştirilen banklardan bir sıranın tam ortasına oturdu. Ceketinin cebinden muhtarın kendis için hazırlayıp mühürlediği belgelerini çıkardı, hepsinin tam ve eksiksiz olduğunu görünce yeniden ceketinin cebine koydu. Bina o kadar sessizdiyki tam karşısında bulunan koridorun sonunda hünküren bir adamın çıkardığı gürültü yanındaymış gibi geliyordu, akan suyun sesini bile gayet net duyabiliyordu, belli ki yeni uyanmış biri diye geçirdi içinden, ardından suyun sesi kesildi, bir kapı gıcırtısının arkasından ayak seslerini duydu, ayağını sürüte sürüte yürüyen her k...